BİREYSEL SİLAHLANMA HAKKI



Bireysel silahlanma hakkı günümüzde sadece üç ülkede (ABD, Meksika ve Guatemala) vatandaşların anayasal bir hakkı olarak tanımlanmakta, diğer tüm ülkelerde bireysel silahlanma büyük ölçüde sınırlanmakta ve sivil halkın yasal yollardan silahlara ulaşmasının önünde kısıtlamalar bulunmaktadır. Diğer taraftan silah kelimesi pek çok insanın zihnine direkt olarak suç olgusunu getirdiği için bireysel silahlanma çoğu zaman sivil halk tarafından da bir dirençle karşılaşmakta ve tam bir hak olarak yerleşmesi zorlaşmaktadır. Bu yazıda bireysel silahlanmanın bireylere sağlayacağı faydanın, onun olası zararlarından çok daha fazla olduğuna işaret edip bireysel silahlanma karşıtı argümanlara cevap vererek bireysel silahlanmanın neden bir hak olduğunu ve kesin bir şekilde garanti altına alınması gerektiği açıklamaya çalışacağım.

Bireysel silahlanmaya karşı ileri sürülen en temel argüman “herkesin silahı olursa herkes en ufak bir anlaşmazlıkta birbirini vurur, kaos çıkar” şeklinde özetlenebilir. Bu yaklaşım, bireysel silahlanmanın artmasıyla insanların suç işlemeye yönelik eğilimlerinde de bir artış olacağını varsaymaktadır. Fakat bu iddia eğer doğruysa hem mantıksal açıdan bütünüyle geçerli olmalı hem de istatistikler tarafından bunun her zaman böyle olduğu kesin bir şekilde doğrulanmalı ve hiçbir istisna bulunmuyor olmalıdır. Farazî olarak herkesin silahının olduğunu düşündüğümüzde bu durum suçluları silahla suç işlemek konusunda daha cesur yapmayacaktır. Çünkü ateşli silahlarla suç işleyen bir suçlu normal şartlarda karşısındaki kişinin büyük ihtimalle ateşli bir silahının olmayacağını düşünerek onun kendisi karşısında yaşayacağı dezavantajlı durumdan faydalanmaktadır. Herkesin ateşli silahlara rahat bir şekilde erişebildiği ve herkesin silahının olduğu bir durumda ateşli bir silahla suç işleme amacı taşıyan bir kişi her ne kadar silahlara daha kolay ulaşabilecek olsa da bu kişi artık tüm insanlarda ateşli silah bulunduğunu ve dolayısıyla ateşli bir silahla suç işlemeye kalkışması durumunda diğer insanların da kendisine silahla karşılık vereceğini ve büyük ihtimalle öleceğini bileceği için ateşli bir silahla suç işlemek konusunda çok daha az cesur olacaktır. Ayrıca bireysel silahlanma arttıkça ateşli silahlarla işlenen suçların da arttığı iddiası istatistiksel olarak da doğrulanamamaktadır.

https://en.wikipedia.org/wiki/Estimated_number_of_civilian_guns_per_capita_by_country?fbclid=IwAR3mKkdpjRwbH5hmfBWe1HqmeVdI2BqhPknLGxxZH-JLRqoXBBSafjm53Fg

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_firearm-related_death_rate?fbclid=IwAR1cSH4RXu9vuLHQ7c5Z6R3BQ2XCNA3YPcFTCyKg3UlL4suOMYDaOe93YVg

Yukarıdaki Wikipedia linklerinde 2017 yılında ülkeler bazında her yüz kişiye düşen silah sayısı ve her yüz bin kişi başına ateşli silahlarla işlenen cinayet sayısı yer almaktadır. Buradaki verilerden hareketle bireysel silahlanma oranındaki artışın ateşli silahlarla işlenen suçların artışıyla bağlantısının olmadığını İsviçre-Brezilya ve ABD-Kolombiya karşılaştırmaları üzerinden görebiliriz. 2017 yılında İsviçre’de her yüz kişiye düşen silah sayısı 27,6 iken Brezilya’da ise sadece 8,3’tür. Buna karşın Brezilya’da ateşli silahlarla işlenen cinayet sayısı her 100 bin kişide 23,93 iken İsviçre’de yalnızca 2,64’tür. Yani İsviçre’de bireysel silahlanma oranı Brezilya’nın 3 katından fazla olduğu halde ateşli silahlarla işlenen cinayetlerin sayısı Brezilya’dan tam 9 kat daha azdır. ABD’de her 100 kişiye 120,5 silah düşmektedir. Kolombiya’da ise her 100 kişiye düşen silah sayısı sadece 10,1’dir. Buna karşın ABD’de ateşli silahlarla işlenen cinayet sayısı her 100 bin kişide 12,21 iken Kolombiya’da 20,38’dir. Yani ABD’de her 100 kişiye düşen silah sayısı Kolombiya’dakinin neredeyse 12 katı olmasına rağmen Kolombiya’da her 100 bin kişi başına ateşli silahlarla işlenen cinayet sayısı ABD’den 1,66 kat daha fazladır. Eğer bireysel silahlanma karşıtlarının iddia ettiği gibi bireysel silahlanmanın arttığı her durumda ateşli silahlarla işlenen suç da artıyor olsaydı bunun her zaman istatistiklerle doğrulanabilmesi ve hiçbir istisnanın bulunmaması gerekirdi. Verdiğimiz istatistikler ise tam tersini göstermektedir.

Bireysel silahlanma karşıtı bir diğer argüman, ne kadar az insan silahlara ulaşırsa sayısal olarak da ateşli silahlarla o kadar az suç işleneceği yönündedir. Bu iddia sivil vatandaşların yasal yollardan silahlara ulaşabilmeleri ile suçluların yasal olmayan yollardan silahlara ulaşabilmeleri arasındaki farkı görememekte ve silahlara ulaşmayı yasal olarak zorlaştırmanın suçluların da silahlara ulaşmalarını zorlaştıracağı ve böylece sivillerin suçlulara karşı korunmuş olacağı yönünde yanlış bir yaklaşımı barındırmaktadır. Halbuki suçlular silahları yasa dışı yollardan temin etmenin bir yolunu her zaman bulurlar. Suçluların yasa dışı yollardan silah temin edebildiği bir durumda sivil halkın silahlara yasal yollardan erişiminin engellenmesi, onları suçlulara karşı bütünüyle savunmasız bırakacaktır.

Bir diğer karşıt argüman ise bireysel silahlanmaya gerek olmadığı, devletin kolluk güçlerinin zaten halkı koruyacağı yönündedir. Bu argüman hem devletin kolluk güçlerinin her olaya zamanında müdahale edemeyeceğini hem de silahlarla güvenlik sağlama yetkisinin sadece devlete verilmesi durumunda devletin bu yetkiyi suistimal edebileceğini görememektedir. Kolluk güçleri bir suç mahalline ulaşıp olaya müdahale edene kadar aradan belli bir zaman geçecektir. Çoğu zaman kolluk güçleri olaya müdahale edene kadar suç çoktan işlenmiş olmakta ve maddi telafisi olmamaktadır. Zaten çoğu zaman kurbanın kolluk güçlerine haber verecek yeterli zamanı da olmamaktadır. Buna karşın ateşli bir silaha sahip olan kişi kendisini kısa bir zaman dilimi içerisinde ona zarar vermeye çalışan suçlulardan korumak konusunda çok daha avantajlı olacaktır. Ayrıca insanları silahlarla koruma yetkisinin sadece devletin kolluk güçlerine ait olması durumunda çeşitli ayrımcılıklar yaşanabilecek, kolluk güçleri bazı insanları etnisiteleri, dini inançları, ideolojileri, cinsel yönelimleri vs. gibi nedenlerle korumamayı tercih edebilecek; bu durumda kendilerini koruyacak silahları olmayan bu insanlar mağdur olacaktır.

Başka bir karşı argüman, ateşli silahların suç işleme amacıyla kullanılabilecek olmalarından dolayı potansiyel bir tehlike arz ettikleri ve bu yüzden yasaklanmaları gerektiği yönündedir. Fakat belli bir nesnenin doğru bir amacın yanı sıra suç işlemek için de kullanılma potansiyelinin de olması, insanları o nesnenin kullanımıyla elde ettikleri, ahlaki anlamda da doğru olan daha büyük faydalardan mahrum bırakmak için bir gerekçe olamaz. Diğer taraftan ateşli bir silah suç işlemek için kullanılabilecek tek alet değildir. Örneğin bir bıçak, tornavida ya da kırık bir cam bardak da suç işlemek için kullanılabilir. Bu durumda bıçakları, tornavidaları ve cam bardakları da suç işlemek için kullanılabilecek olmaları gerekçesiyle yasaklamalı ve insanlara artık yiyecekleri kesmek, vidaları söküp takmak ve içecek içmek için hiçbir şekilde suç işlemek amacıyla kullanılamayacak yeni nesneler bulmalarını ya da bunları artık tamamen el yordamıyla yapmalarını mı söylemeliyiz? Herhangi bir nesnenin bir suç aleti olarak kullanılabilme potansiyelinin bulunmasından hareketle o nesnenin insanlara genel olarak sağladığı büyük bir faydayı göz ardı edip o nesneyi yasaklamak hiç makul bir tutum değildir. Bu mantıkla hareket ettiğimizde temelde insanlara büyük bir genel fayda sağlayan ve gündelik hayatı ciddi şekilde kolaylaştıran pek çok nesneyi yasaklamamız gerekir.

Son olarak bireysel silahlanma hakkı sivil halkı despotik rejimlerin ortaya çıkması olasılığından korumakta, insanlara hakları devlet tarafından ihlal edildiğinde devlete direnebilme ve devletin üzerinde baskı yaratarak devleti insanların haklarına saygı göstermeye zorlayabilme imkânı tanımaktadır. Silah kullanma yetkisi tamamen devletin eline verilirse devlet sahip olduğu bu yetkiyi vatandaşların haklarını ellerinden almak ve onları istemedikleri şeyleri yapmaya zorlamak için de kullanabilecektir ve böyle bir durumda halk, totaliter politikalar uygulayan ve haklarını ihlal eden devlete karşı tamamen savunmasız kalacaklardır. Bireysel silahlanma suçlulardan korunmanın yanı sıra devletin totaliterleşmesi ve vatandaşların haklarını ihlal etmesi tehlikesinden korunmak için de gereklidir. Halkın silahlı olduğunu, hukuksuz uygulamalar ve hak ihlalleri durumunda halkın buna silahlarla karşılık verebileceğini bilen bir devlet, hukukî sınırlarını aşmamak ve halkın haklarını korumak konusunda çok daha dikkatli olacaktır.

Yorumlar

  1. "Herkesin ateşli silahlara rahat bir şekilde erişebildiği ve herkesin silahının olduğu bir durumda ateşli bir silahla suç işleme amacı taşıyan bir kişi her ne kadar silahlara daha kolay ulaşabilecek olsa da bu kişi artık tüm insanlarda ateşli silah bulunduğunu ve dolayısıyla ateşli bir silahla suç işlemeye kalkışması durumunda diğer insanların da kendisine silahla karşılık vereceğini ve büyük ihtimalle öleceğini bileceği için ateşli bir silahla suç işlemek konusunda çok daha az cesur olacaktır."

    Bunun böyle olacağına gerçekten inanıyor musun? İnsan beyni tamamen rasyonel kararlar veren bir yapıda değildir. İnsanlar çeşidine göre yarı maymun ve maymunsu özellikler gösterir. İşte liberalizm fikri her daim rasyonalite karşısında tökezleyecektir. Bu yüzdendir ki insan ve aşırı özgürlüğün olduğu yerde anarşizim akabinde kaos doğmuştur. Bireysel silaha sahip olma hakkı tıpkı çepte bir paket şekerin durmasına benzer. O paket bitene kadar insanın beyni şekeri düşünür (yarı maymunuz unutma). Ancak o paketi oraya koymamak ve şekerin bitmesi ona ilgiyi bitirecektir. Sizin bireysel silahlanmayı savunmada yaptığınız hata budur. Bireysel silahlanma demek ölüm makinasını meşru hale getirmek ve onu kullanma fikrinide tetiklemek demektir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder